28 Ocak 2015 Çarşamba

PÜSKÜL KÜPELER

        Modayı ve yenilikleri takip etmeyi çok severim. Benim için bu, sadece giyim demek değil... Mutfak araç gereçleri, ev dekorasyon eşyaları gibi hoşuma giden, ilginç bulduğum ve yeni çıkan ürünleri denemeyi severim...
       İş giyime gelince, giyinmek benim için bir ihtiyaçtan öte tutku :) Seviyorum işte, sanırım kokoşum :) Moda olan herşeyi de kullanmam. Kendime yakışacağını düşündüğüm parçaları almak, bana her zaman daha doğru gelir...İlginç ve enteresan bulduğum çoğu şeyi alır ve onu kombinlemeye çalışırım.Kıyafet, ayakkabı, çanta kadar aksesuarlarında bir kombini tamamlamada, çok önemli olduğunu düşünüyorum.
       Bu dönem püsküllerin, aksesuar ve giyimde kullanılması çok revaçta. Bende püskül trendine uyarak, çok beğenerek aldığım küpeleri sizlerle paylaşmak istedim. Püsküllerin aksesuarlarda kullanımına, iyi bir örnek olacağını düşündüğüm "püskül küpelerimi" takdim ederim :)








23 Ocak 2015 Cuma

FIRINDA GÜVEÇ MÜCVER


    Gün içerisinde, ev işlerimi ertelediğim yada üşenerek yapmaktan vazgeçtiğim bir çok şey olur. Ama yemek yapmak söz konusu ise, o atalet halim yok olur :) Mesela sabah kahvaltısız bir güne başlamayı asla düşünemem.Yemek yapmayı çok severim.Eşim de bu durumdan çok hoşnuttur :)
    Bu arada eşimde harika yemekler yapar. Sadece kendi yaptığım yemekleri değil, çevremde beğendiğim yemekleri de, bizzat yapan ustalarından paylaşacağım.

 
      Gelelim mücverimizin tarifine;
  • 3 kabak
  • 2 yumurta
  • 1 paket kabartma tozu
  • 100gr. beyaz peynir
  • 1 çay bardağı un
  • Yarım çay bardağı zeytinyağı 
  • 3-4 adet taze soğan
  • 1 demetin 3'te 1'i kadar dere otu
  • 1 demetin 3'te 1'i kadar maydanoz
  • 1 tutam pul biber
  • 1 tutam karabiber
  • 1 tutam kuru nane
  • çörek otu
      Kabaklar soyulur, rendelenir ve suları sıkılır. Taze soğan, dere otu, maydanoz ince doğranır. Beyaz peynir ezilir.Derin bir kapta yumurtalar çırpılır.Kabak, taze soğan, dere otu, maydanoz, un, kabartma tozu, zeytinyağ, beyaz peynir, pul biber, karabiber ve nane bu kaba eklenerek karıştırılır. (Tuz koymuyorum. Beyaz peynirin tuzu yeterli geliyor.) Küçük güveçlere konulur. Üzerine çörek otu serpilir. Önceden ısıtılmış 180 derece fırında 25-30 dk. pişirilir. Ilık olarak servisi yapılır.

     Sofranızdan bereket, muhabbet ve sevdikleriniz eksik olmasın. Afiyet olsun...




20 Ocak 2015 Salı

ŞEKER BUKETİ


     Eminönü'nde gezerken, rengarenk yumuşak şekerler gördüm.Tezgahta bir arada, fosforlu renkleri ile çok güzel görünüyorlardı. Cihangir'in mevlidi için, şeker buketi yapmaya karar verdim.
     Nasıl yaptığımı anlatmadan önce aşağıda fotografta, mutfak masamın ikiye bölünmüş olduğunu göreceksiniz. :) Masamın bir yarısı benim şeker buketi yapmam için kullanılırken, diğer yarısı zeytinyağlı sarma yapımında kullanılıyor. :) Cihangir'in mevlidindeki emekleri için  dünyalar tatlısı annelerime  (Türkiş Sultan ve Gülçin Sultan'a) buradan çok teşekkür ederim. Dönelim şeker demetini yapmaya...


    Şeker demeti yapmak için, Eminönü'nden straforları ve çubukları alarak işe koyuldum. İlk olarak çubukları kurdele ile sardım. Kova ile aynı çaptaki iki yuvarlak strafora, çubukları batırdım.Bu straforları, kovanın içine yerleştirdim. En üstteki strafora, silikon tabancası ile ördek süslerden yapıştırdım.Aslında üstüne iki tane strafor top geldiği için görülmeyecekti. Ya görülürse diye, yine de ördeklerle süsledim.Bu konularda garanticiyimdir ben :)


    İki adet strafor topu, üst üste çubuklardan geçirerek kovaya yerleştirdim. Strafor toplara silikon tabancası ile ördekler, fiyonklar ve kurdeleler yapıştırdım.Şekerlere kürdan batırarak, strafora sapladım. Hepsi bu :) 


     Benim için sunum önemlidir. Şeker buketim masama görsel zenginlik kattı. Sonuç olarak hem göze, hem damağa hitap ettiğini düşünüyorum. 


  

18 Ocak 2015 Pazar

LİMONLU SU


        Yaklaşık 10 aydır eşimle beraber sabahları limonlu su içmekteyiz."Şimdi nereden çıktı bu limonlu su ? " derseniz, yorgunluktan diyeceğim :)
        Gelelim yorgunluğumun sebebi olan günümün özetine, buradan buyrun...
        Afacan, tatlı mı tatlı 17 aylık bir bebeğim var...Tanıtayım, ismi Cihangir..Annesinin ve babasının gözbebeği...Dur otur bilmeyen, maşallah enerji dolu bir bebek. Gün içerisinde ev işlerini yapmak, yemek yapmak, Cihangir ile oyunlar oynamak ve bu aralar yürümesinin verdiği heyecanla, aman düşüp bir yerini vurmasın diye, o nereye ben oraya sürekli takip etmekten bitap düşüyorum. Aynı zamanda çalışan bir anneyim. Mekanik tesisat sektöründe faaliyet göstermekte olan bir firmada 10 yıldır makine teknikeri olarak çalışmaktayım...Bebeğimin uyumasıyla beraber işe dönüyorum. İşim beni gerçekten iyi hissettiriyor...Sevgili patronum Seçkin Bey işimin masa başında idare edilebilecek bir iş olmasından ötürü, Cihangir biraz daha büyüyene kadar evden çalışmama olanak verdi...Sağolsun, varolsun...Buradan kendilerine çok teşekkür eder, selamlarımı iletirim :) Tabii sayın şefim Burak Bey'e de çok teşekkür ederim...Emeği çoktur bende.
[ Not: Şefim aynı zamanda eşim olur. Eşimle aynı şirkette çalışmaktayız.]
          Hafta boyu günümün trafik akışı 3 gün böyle sürüyor ve geri kalan 4 gün bu kadar acıklı olmuyor :) Canım annem devreye giriyor...Bende rahat rahat geceye kalmadan işime adepte olup, çalışabiliyor ve de bu bloğu yazabiliyorum :) Yaşasın anneler, yaşasın Türkiş :)
[Not:Annemin ismi Türkan ama herkes ona "Türkiş" der... Bu arada annemi de tanıtmak istedim. Çünkü bloğumda ismi çok geçecek sanıyorum ;) ]
         Konuyu toparlamak gerekirse; sabah 7:00 yada 8:00 de gün başlar ve günün getirdiklerine göre bazen 24:00, bazende gece 2:00 de biter..Bu arada uykuyu çok seven biriyim yada uykuyu çok seven biriyDİM desem daha doğru olacak sanırım :) Bebeğim gece 2 kere devam sütü içmek için uyanır..Gece kalkarım, sütünü hazırlarım. Ama Allah insanı öyle bir yaratmışki herşeye, zaman içerisinde adepte olup, alışıyor...Evet yoruluyorum fakat zorlanmıyorum...Bebeğim, ailem ve bununla beraber işimi yürütüyor olmaktan çok ama çok mutluyum.
          Mutluluk yorgunluğu hafifletse de maalesef geçirmiyor :) Yorgunluktan kurtulmanın arayışı içerisindeyken limonlu suyu keşfettim. Herhangi bir mide rahatsızlığım olmadığı için denemekte de bir sakınca görmedim...Limonlu suya salata dilimleri ekledim.Sonrası mı tam bir doping etkisi...Kesinlikle kendimi daha zinde hissediyorum...Ara ara yüzümde sivilceler oluyordu...Şimdi cildim çok daha güzel...Sindirim sistemine de iyi geldiğini söyleyebilirim...Herşeyden öte kendimi yorgun hissetmiyorum artık...
   
      Nasıl yaptığıma gelince;
  •  Yarım limon
  •  1 büyük bardak ılık su
  •  1 adet dilimlenmiş salatalık
    Sabahları aç karnına, kahvaltıdan yarım saat önce afiyetle içilir...

    Eşimle birlikte bazen arka arkaya 3 gün içiyoruz. Sonra 1 veya 2 gün ara verip tekrar devam ediyoruz..Ara vermemizin sebebi, limon asidi mideye zarar vermesin.Herşeyin azı karar fazlası zarar mantığı işler bizde :) Bir de limonlu suyunuzu pipetle içmekte yarar var. Çünkü diş minelerini aşındırabiliyormuş... 10 aydır eşimle pipet kullanmadan bir güzel içtik ama şimdi pipetle içmeye başladık bilginize :)